7 Mayıs 2012 Pazartesi

1-1-1-1-1-1-1-1-1-8


BAB’AZİZ , ‘RUHUNU TEFEKKÜR EDEN PRENS..’
BAB’AZIZ , ‘THE PRINCE CONTEMPLATING HIS SOUL..’



‘sevinçli olduğumuz zaman ikimizin birleştiği zamandır.. sen ve ben iki ayrı biçim ama tek bir ruh , sen ve ben..’ – BAB’AZİZ

 ‘ruhunla süpür sevgilinin kapısının önünü.. ancak o aman onun aşkı olursun..’ – BAB’AZİZ



‘ölümden kesinlikle çok korkarız.. anne karnında karanlıktaki bebeğe denseydi ki : dışarıda aydınlık bir dünya var , yüksek dağlarla dolu , büyük denizleri olan , dalgalanan düzlükleri olan , çiçekleri açmış güzel bahçeleri olan , dereleri olan , yıldızlarla dolu bir gökyüzü ve alevli güneşi olan ve sen bu mucizelerle yüzleşmek yerine karanlıkla çevrilmiş oturuyorsun.. doğmamış çocuk bu mucizeler hakkında hiçbir şey bilmediği için hiçbirine inanmayacaktır tıpkı bizim ölümü beklediğimiz gibi.. işte bu yüzden ölümden korkarız..’ – BAB’AZİZ


‘ölüm nasıl olur da başlangıcı olmayan bir şeyin sonu olur..’ – BAB’AZİZ


‘sanki suyla temaşa halinde görünmektedir ve suda gördüğü , kendi görüntüsü değildir.. çünkü sadece aşık olmayanlar , kendi yansımalarını görürler..’ – BAB’AZİZ  



yürümek kafidir sadece yürü.. davet edilenler yollarını bulacaktır..’ – BAB’AZİZ




İSHTAR ve BAB’AZİZ arasındaki bir replik :
İSHTAR : ‘BAB’AZİZ ya kaybolursan?’

BAB’AZİZ : ‘ben yolumu bulurum, inancı olanlar asla kaybolmazlar, barış içinde olan kişi asla yolunu kaybetmez..’




ÖlÜme giden dervisin, mezarini aradigi sahnede, selam vermesiyle canlanan insanlari 

gÖrÜp de korkan ishtar'in "baba aziz, cinler" diye korkusunu ifade etmesinden sonra, 

bab'aziz'in "korkma kucuk ishtar, onlar benim dostlarim" demesi ise tasavvuf edebiyatinda 

ölümün bir son degil, dostlara ve sevgiliye kavuşmanin bir yolu olduğu konusunu işaret 

ediyor. Zaten bu yüzden ölüm bir matem değil bir düğün gecesi görülüyor.



_____________________o_____________________________


"dünyadaki ruhlar kadar, tanrı'ya giden yol vardır." 


_____________________o_____________________________

 "bu dünyadaki insanlar mum ateşi önündeki üç kelebek gibidir.


ilki, ateşe yaklaşmış ve demiş ki; ben aşk'ı biliyorum.

ikincisi ateşe yavaşça ve kanadıyla dokunmuş ve demiş ki; aşk'ın ateşinin nasıl yaktığını biliyorum.

üçüncüsü kendini ateşin ortasına atarak yanarak kül olmuş.

gerçek aşk'ı sadece o bilir."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder