25 Ocak 2013 Cuma

1-1-1-1-1-1-1-1-3-6


‘’Rabbim! diyor Leyla,Rabbim!Ne olur dünya gözüyle bir kez daha göreyim …Ne olur esirgeme bunu benden…Yolumu doğrult ve onu bana göster Allahım!

Ve Leyla düşüyor yollara.Ne nasıl döneceğini düşündüğü var Leyla’nın ne de başka bir şey.Sadece ve sadece Mecnun’u görme arzusuyla yanıyor içi…Ve bir karaltı görüyor çöllerde ararken…Onun Mecnun olduğunu anlıyor…Leyla bir yaprak gibi titriyor ve gözyaşlarına boğuluyor…Mecnun olduğu yerde öyle dalgın ki…Mecnun ilgisiz,Mecnun kayıtsız…Leylanın yüreği yanıyor …

-Ey gönlümün muradı,ey hayalim ve gerçeğim…Ruhum!Bak ben geldim…

Hayretler içinde Leyla…Leyla’nın yüreğinde kara bulutlar…Mecnun ne kadar yakın,Mecnun ne kadar uzak…

Mecnun:
’Bu akşam vakti Allah’ın çölünde yapayalnız niye dolaşıyorsun be kadın!Çöl tehlikelerinin bilmez misin?’’

-Seni bu hale getiren aşkını tanımıyor musun Kays? Dönüp bir bak bana ben Leyla’yım…

-Leyla mısın?Sen nasıl Leyla olursun? Leyla benim içimde… Sen Leyla isen ben kimim o zaman?Benim içimdeki ne?

Leyla hiç ummuyordu böyle olacağını, yüreği eziliyor,bir türlü inanamıyor…

Mecnun: ’Her kadında Leyla’dan bir şeyler bulunur ve her kadın Leyla olmak ister...Ama Leyla içimdekidir… Sonsuza kadar biriz’

Leyla ne diller döküyor Mecnun’a ama Mecnun hiç aldırmıyor…Leyla anlıyor ki,Mecnun artık bu dünyadan değildir…yumuşuyor yüreği…Aşkının bu hale getirdiği Mecnun’a aşkı çoğalıyor Leyla’nın…Gönlü inşirah buluyor ve derin bir ulviyete dönüyor bu inşirah…

Aşklarının Mecnun’u bu halden nasipdar olmak ve onun haliyle hallenmek istiyor Allah’tan…ve usulca ayrılıyor sevgilinin yanından…

…Bir seher vakti güllere çığ düşerken,ayrılık acısıyla yandığı Mecnun’la ilk karşılaştığı günün hazzını yakaladı birden…’’Cennette gibiydik…’’diye bir cümle uzadı da uzadı Leyla’nın içinde ve iki damla gözyaşı süzüldü yanaklarından…Hatıralarından sıyrılmaya,sıkışan yüreği ve daralan göğsü sebep oldu…içinde bir kamaşma vardı…Sonra ağır ağır bir şey çekildi bedeninden,kendini iyice güçsüz hissetmeye başladı…İşte o an anladı,artık sonsuza uyanacaktı…Yüzünde bir tebessüm belirdi…Dem bu demdi;hazırdı,razıydı,umuyordu…Kendisine çok güzel bir ömür ve kader veren Allah’ın ismini ürpererek andı en son ve yüzünde insanı gıpta ettiren bir gülümsemeyle ayrılıverdi dünyadan…

Aklı gelip gidiyor dedikleri Mecnun o hafta haberi ve Leyla’nın öldüğünü duyar duymaz kısık sesine rağmen,Leyla diye bir çığlık attı ve düşüp bayıldı…Ayılınca yollara düştü…Bir gün güneş ufukta batınca ulaştı sevdalısının kabrine…Mezar yeniydi ve Mecnun’u bekliyordu…Mecnun ağlayarak kapandı kabrine Leyla’nın…

-Ey beni yoktan var eden Allahım! Diye yalvarmaya başladıBeni de onun yanına al diyordu…Üzerine sonsuz salat ve selam olan Habibine sevdirdiğinden banada sevdirdiğin için sana şükürler olsun…Benim de canımı al ki onunla beraberliğimiz bozulmasın…
İyice fenalaşan Mecnun,bu sözleri sayıklaya sayıklaya kapandı Leyla’nın mezarına ve güçsüz nefes alışlarını orada sürdürdü…Mecnun suda bir yüz seyrediyordu bu sözleri sürdürmeye çalışırken… Suda Leyla’nın suretine hayranlıkla bakıyordu…İçinde,şimdiye kadar duymadığı güzellikte bir nağmeyle,suretin aslıına çevir yüzünü’’ diye bir ses yankılanarak uzadı uzadı…Çok mutlu oldu Mecnun; söylenen söze uydu…Tattığı lezzeti tarif edecek kelimeler yoktu…Yüzünde tebessüm ötelere geçiverdi…



mY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder